Dostum, bazı oyunlar var, sana “hazırsan küreği kap gel” dedirtiyor. Pirate Gold Deluxe de tam öyle işte. Slotter’da oyunu başlatmamla birlikte içimden bir korsan çıktı. Dedim ki: “Hadi bakalım, altın peşindeyiz!”
Görsel olarak gemiler, haritalar, sandıklar… Oyuna girmeden bile bir macera başlıyor. Ama mesele sadece şekil değil, işin matematiği sağlam. Kazanç öyle ufak ufak değil, bildiğin torbayla. Hele bir de bonusu yakaladın mı, geçmiş olsun. Gemi su almaz, altın alır. Kaptan oldun mu bu oyunda, direksiyonu bırakmak zor.
Bu oyunun kalbi “Hazine Torbası” bonusunda atıyor. Üç torbayı buldun mu, ekran değişiyor. Yeni bir sistem giriyor devreye. Spin’ler sınırlı ama her torba yeni bir nefes gibi. Birikiyor da birikiyor. Bazı torbalar var, diğerlerini topluyor. Biri geliyor, ekranı 2x çarpıyor. Gözler büyüyor, nabız artıyor.
Bu sistemde kazanmak kadar sabır da lazım. Çünkü her yeni torba, “hadi biraz daha” dedirtiyor. Bitmesini istemiyorsun. Bir bonus turunda ne kadar çok torba açarsan, o kadar servet birikiyor. Altın yığını gözünün önünde yükseliyor. Hele bir anda tüm ekran dolarsa… İşte o zaman tarihe geçiyorsun.
Şimdi oyunun güzelliği bir yana, Slotter farkı başka. Takılma yok, ekran akıyor. Efektler cuk oturmuş. Geminin dalga sesi bile insana huzur veriyor. Bir yandan adrenalin, bir yandan tatlı bir rahatlık. Oyunun tadı damağında kalıyor.
Slotter ayrıca bonuslarda eli açık. İade sistemi, free spin kampanyaları… Ne ararsan var. O yüzden korsanlık bile gönül rahatlığıyla yapılıyor. “Hadi şu hazineyi alayım da çıkayım” diyorsun ama kolay değil. Çünkü oyun bırakmıyor. Tekrar dönmek istiyorsun. Çünkü o gemi bir kere kalktı mı, dönüş kolay olmuyor.
Pirate Gold Deluxe oynarken sadece kazanmıyorsun. Bir yolculuk yapıyorsun. Rüzgâr yüzünü okşuyor, deniz sana şarkı söylüyor. Kazanırsan güzel, kazanmazsan bile hikâye güzel. Ama şunu bil ki Slotter’la çıktığın bu deniz seferinde, en büyük ganimet keyif. Ve bazen en büyük hazine, bir spinin ucundadır.
Saray Rüyası... ismi bile insanın içini ısıtıyor be. Hele ki bizim gibi sabah metrobüsle işe…
Fruit Party 2… Ya şimdi şöyle söyleyeyim, adını duyunca bile içim kıpır kıpır oluyor. Şaka…
Bak açık konuşayım… Gates of Olympus denen oyunu sevmeyen yoktur. Ama şimdi bir de Dice…
Şimdi sana desem ki “ekran başında oturup hem ter atıp hem para kazanacaksın”, inanır mısın?…
Şimdi söyle bana… kaç oyunda kendini alevlerin içindeki bir kalede hissedersin? Castle of Fire tam…
Şimdi oturup düşün, bir oyundan ne beklersin? Eğlence mi? Heyecan mı? Yoksa cüzdan kabartacak bir…