Şimdi dostum,
Benim gibi balıktan anlamam, bana yemeğini ver kafasında biriysen…
Big Bass Bonanza seni ters köşeye yatıracak.
Çünkü bu oyunda olay balık değil, kasa doldurmak!
İlk açtım, klasik “hadi bi spin atayım” dedim.
Göl manzarası, müzikler hafif country,
ekranda oltasını sallayan bir balıkçı abimiz…
Dedim “eyvah, yine görsel güzellik ama boş kazanç”
Ama yooook.
Spin dönüyor, balıklar pat pat yakalanıyor,
ekrana para yağıyor resmen.
O an kafada tek ses:
Hadi bir daha tut, dayı!
Balık mı geliyor? Para mı uçuyor?
Oyunun mantığı basit ama etkisi büyük.
Balık sembolleri para taşıyor.
Ama asıl olay şu sarı sakallı balıkçıda.
Wild gibi davranıyor, geliyor,
tüm balıkları çekiyor, hop ekran ısınıyor.
Bir de bonus geldi mi…
Uzatmalar başlıyor,
ekstra spinler, ekstra balıklar,
ve en güzeli: çarpanlar!
İlk çarpan geldiğinde dedim “eh, güzel”.
İkinci geldi, “oo bu iş büyüyor”.
Üçüncüde koltuktan kalktım, eller havaya.
Slot mu bu, balık festivali mi?
Vallahi bilemedim.
Slotter’da balık avı daha keyifli
Hadi diyelim bu oyunu oynayacaksın,
her yerde aynı keyfi alamazsın.
Slotter burada fark yaratıyor.
Arayüz sade, takılma sıfır, kazanç anında cüzdanda.
Zaten balıkçılık sabır işi diyoruz,
bir de site bekletirse ne anlamı kalır değil mi?
Slotter’da o balıklar daha büyük,
çekici daha güçlü,
kazanç daha tatlı geliyor.
Sanki sistem bile diyor ki:
“Sen merak etme kardeşim, ben seni bu avda yalnız bırakmam.”
Saray Rüyası... ismi bile insanın içini ısıtıyor be. Hele ki bizim gibi sabah metrobüsle işe…
Fruit Party 2… Ya şimdi şöyle söyleyeyim, adını duyunca bile içim kıpır kıpır oluyor. Şaka…
Bak açık konuşayım… Gates of Olympus denen oyunu sevmeyen yoktur. Ama şimdi bir de Dice…
Şimdi sana desem ki “ekran başında oturup hem ter atıp hem para kazanacaksın”, inanır mısın?…
Şimdi söyle bana… kaç oyunda kendini alevlerin içindeki bir kalede hissedersin? Castle of Fire tam…
Şimdi oturup düşün, bir oyundan ne beklersin? Eğlence mi? Heyecan mı? Yoksa cüzdan kabartacak bir…